25 Ağustos 2014 Pazartesi

Kulübemizi İnşa Ediyoruz

www.fabrikasanat.com
ÇALIŞMAK DA ÇALIŞMAK!

Bir oyuncu için en önemli şey, oyununu oynadıktan sonra seyircisi tarafından hunharca alkışlanmaktır. Bu hülyaya ulaşabilmek elbette kolay değil. Yetenek, bilgi, birikim, deneyim, çalışmak da çalışmak böylesi bir başarıyı elde edilebilmemiz için sahip olmamız gerek şıklar.

Ne kadar geliştirilebilir olsa da "yetenek" şıkkına pek fazla müdahale edemiyoruz.

"Bilgi, birikim ve deneyim" şıkları da sonda yer alan "çalışmak da çalışmak" şıkkına bağlı maalesef. Maalesef diyorum çünkü bizi en fazla zorlayan şık bu. Biz nasıl çalışabiliriz bir bakalım:

Öncelikle düzenli olarak perde açan bir tiyatromuzun olması gerekiyor. Ya da düzenli bir dizide devamlılığı olan bir rol almalıyız. Deneyimin ve de birikimin olabilmesi için düzenli bir işimizin olması şart. Ki bu deneyimleri birikime dönüştürürken karşımıza çıkan sorunları çözebilmek için araştırmalar yapıp bilgimizi de arttırabilelim. Bilindiği gibi pratikten kopuk bir teorik çalışma yapılamaz. Yapılsa bile sonucunda edinilecek bilgiler beynimizin çöplüğünde yok olmaya mahkum olacaktır. Oyuncuların büyük bir bölümünün maalesef böylesi bir işte çalışamadığını biliyoruz. İnanın bu hiç de kolay değil. Biz kendi tiyatromuzda canla başla hazırladığımız oyunlarımızı seyirciyle buluşturmanın yollarını zorlayarak bir şekilde sahnede olmayı başarıyoruz. Yani "çalışmak da çalışmak" şıkkının gerekliliklerinden birini yerine getirebiliyoruz. Fakat bilgi, birikim ve deneyimlerimizi arttırmak için başka bir çalışma şekline daha ihtiyacımız var. Sahnelemek istediğimiz oyunlara yönelik yaptığımız çalışmalar dışında kendi başımıza gerçekleştirmemiz gereken oyunculuk çalışmaları.

Herhangi bir oyunun sahnelenmesine yönelik olmayan, çeşitli tiyatro ve oyunculuk tekniklerini deneyebileceğimiz atölye çalışmaları yapmamız gerekiyor. Daha önceden edindiğimiz bilgileri unutmamak ve onları da kullanarak yeni bilgiler kazanmak için tıpkı bir müzisyen gibi kendi ensturmanımız üstünde pratik yapmalıyız. İşte işin bu kısmında ilkinden daha çok zorlanıyoruz. Sonuçta tiyatro kollektif bir iş; yani tek başımıza pratik yapmamız söz konusu bile değil. Birlikte çalışmaya istekli kalabalık bir oyuncu grubunu toplamayı başardık diyelim. Ama eğitim çalışmaları yapmak için yeterli genişlikte bir mekan ihtiyacı ortaya çıkıyor bu sefer. Kendine ait sahnesi olan tiyatrolar için bu bir sorun değil. Ama sahnesi olmayan tiyatroların sayısı sanırım diğerlerinden daha fazla. Sadece, bir oyun çıkarmadan önce evlerimizde yada sahnesi olan arkadaşlarımızın mekanlarında kısa süreli tiyatro çalışmaları yapabiliyoruz o kadar. Bu yüzden de sürekli cepten yiyoruz. Son bir kaç yıldır tartıştığımız ve çözüm aradığımız konu bu oldu. Ve sonunda bir çözüm bulduk.

Rahat rahat, ferah ferah, geniş geniş çalışmalarımızı yapabileceğimiz bir mekanımız var artık. Gücümüze güç katan yeni yol arkadaşlarımızla birlikte kulübemizi inşa ediyoruz ve bir kaç haftaya hazır olacak. Burasını sadece prova yapmak için kullanmayacağız elbette. Kedimizi ve tiyatromuzu geliştirme çalışmaları yapmamak için artık bahanemiz kalmadı. "Çalışmak da çalışmak" şıkkının gerekliliklerinden ikincisini ve aslında en önemlisini başarmamız için önümüzde hiçbir engel kalmadı. Tek eksiğimiz biraraya gelebileceğimiz bir mekandı. Şimdi tek yapmamız gereken ise kendi kulübemizde "çalışmak da çalışmak"!  

İnan Ambarkütük

13 Ağustos 2014 Çarşamba

ASSİTEJ'in Gazze Filistin ve İsrail Çocukları İçin Çağrısı

www.fabrikasanat.com

Uluslararası Assitej Yönetim kurulu son dönemlerde Gazze’de ve tüm dünyada çocuk haklarına yönelen ihlallerle ilgili bildiri yayınladı. Assitej Türkiye Merkezi’nden Özgehan Uştuk tarafından Türkçe’ye çevrilen metin aşağıdaki gibidir:
“ASSITEJ Uluslararası Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Birliği Yönetim Kurulu olarak, dünya liderlerini, Gazze, Filistin, İsrail ve dünyada şiddetin hakim olduğu diğer yerlerdeki çocukların korunmalarını talep etmeye çağırıyoruz.
ASSITEJ dünyanın her yerinde çocuk haklarının korunmasının önemine inanmaktadır ve kendini, yaşam, hayatta kalma ve gelişme haklarını da kapsayan dört ana prensip üzerine kurulan 1989 Çocuk hakları sözleşmesine adamıştır. Biz, tiyatro ve sanatı bir araç olarak ele almakta ve bu araçla çocukların hayatın onlara sağladıklarını dolu dolu tecrübe edebilmeleri için çalışmaktayız. Tüm dünyada 90′dan fazla ülkede üyeleri olan uluslararası bir kurum olarak her yerde çocukların korunması ve çocuk haklarının savunulmasına ilişkin bağlılığımızı açıkça belirtmek isteriz.
ASSITEJ Yönetim Kurulu olarak, tüm üyelerimizden Birleşmiş Milletler’e, çocuklara yönelik bu şiddetin bir an önce durdurulması isteğiyle çağrıda bulunmalarını talep etmekteyiz. Biz, Gazze’nin, Filistin’in, İsrail’in ve tabii ki her yerdeki çocukların korunmalarını ve savaş ve şiddet sarmalının kurbanları haline getirilmemelerini istemekteyiz.
Bu insancıl amaç uğruna el ele vermeliyiz. Gelecek, şu anda çocuk haklarına yönelik pozitif yasaları yürürlüğe sokabilme becerimize bağlı durumdadır. Tüm liderleri ve sesi olan herkesi, tüm güçlerini çocuklara yönelik bu şiddetli saldırıların devam etmemesi adına kullanmaya davet ediyoruz.
24 Temmuz 2014
Yvette Hardie, Başkan – Güney Afrika
Marisa Gimenéz Cacho, Genel Sekreter – Meksika
Stefan Fischer-Fels, Başkan Yardımcısı – Almanya
Asaya Fujita, Başkan Yardımcısı – Japonya
Vigdís Jakobsdóttir, Başkan Yardımcısı – İzlanda
Roberto Frabetti, Sayman – İtalya
Adi Beeri – İsrail
Daniel H. Fernandez – Arjantin
François Fogel – Fransa
Sue Giles – Avusturalya
Nina Hajiyianni – Birleşik Krallık
Imran Khan – Hindistan
Diana Kržanic Tepavac – Sırbistan
Manon van de Water – Amerika Birleşik Devletleri / Hollanda”

Kaynak: http://www.assitej.org.tr/Haber.aspx?duyuru_id=47